5 Aralık 2012 Çarşamba

Dupa Dealuri


Çok yakın iki kız arkadaş.. Aralarındaki arkadaşlıktan öte olan o sağlam bağ.. Bu bağı kimler kopartabilir? Ya da bu bağın önüne nasıl geçilir? Böyle durumda çevredeki insanların görüşleri ne kadar önemlidir? Peki ya işin içine "din" girerse, inanç sorgulaması girerse bir sonuca varılır mi?

Anlatmak istediklerini kadınlar üzerinden, onların dertleriyle ve diliyle anlatan Cristian Mungiu son filmi Tepelerin Ardında ile bize inançların uğruna ne kadar kör olabilirsin sorusunu yöneltiyor. Ne zaman dur diyebilirsin, bir sınırın var mıdır yoksa "din" adı altında 3 maymunu mu oynamayı tercih edersin.. Voichita ile Alina yetimhanede birlikte büyümüş iki yakın kız arkadaştır. Voichita yetimhaneden sonra manastıra, Alina ise koruyucu aile yanında yerleşir. Yalnız Alina Voichita' nın içinde olmadığı bir hayat istemez. Onunla birlikte Almanya' ya gitmenin planlarını yapar. Bu planı paylaşmak ve Voichita' yı da yanında götürmek için birkaç günlüğüne manastıra gider. Kararlıdır, onu almadan hiçbir yere gitmeyecektir. Peki Alina' nın planı istediği gibi mi ilerleyecektir? Manastırdaki rahip ve rahibin nefesine bile itaat edecek halde olan rahibeler Voichita' nın aklını oldukça karıştırırlar. Bir tarafta beraber büyüdüğü dostu diğer tarafta ise ona emredilenler.. Voichita bu iki tarafın dengesini iyi ayarlayamayarak bir takım olaylar zincirinin başlamasına neden olacaktır.. Tüm bunların sonunda olanlar ise hiç kimse için iyi sonuçlanmayacaktır.

Bir film düşünün. Sevgi, inanç, sadakat uğruna yapılan fedakarlıkları ve hataları suratınıza çarpa çarpa anlatsın istediklerini. Eleştirsin sizi korkmadan, gözünüze sokmadan, nakış işler gibi inceden inceye yavaş yavaş ve her bir köşesine oyasını koyarak.. Mungiu, izleyen herkesi kendilerini sorgulatmaya çağırıyor. 

150 dakikalık süresi başta elbette korkutuyor lakin kamera çekimleri, olayların gidişatı hele ki oyunculuklar sizi filmin içine alıyor, dış dünya ile ilişkinizi koparmayı başarıyor. Böylece sıkılmaya vakit bulamadan filmi bitiriyorsunuz. Cannes' dan 2 ödülle ( En İyi Kadın Oyuncu ve En İyi Senaryo ) dönen Beyond the Hills bu senenin mutlaka izlenilmesi gereken filmlerinden.. 9/10

8 yorum:

Mshn dedi ki...

İzlenecekler listesine bir üye daha, ne güzel. :)

SirEvo dedi ki...

Bu senenin en merak ettiğim filmlerindendi, Filmekimi izmir'e geldiğinde gitmek de istiyordum ama kısmet olmadı. Senin tavsiyeni görünce daha bir merak ettim şimdi. Sinemalara gelse keşke de izlesek.

Spoiler düşüncesiyle yazıyı okumadım, sen nasıl izledin?

mec.si dedi ki...

Filmekiminde izledim. İstanbul ziyaretlerinden biri o döneme denk gelmişti fırsatı da kaçırmadım tabii :) Kaç ay oldu izleyeli taslaklarda unutmuşum kalmış yazı. geç bir post oldu o yüzden. Sinemalara bu zamana kadar gelmediyse daha da gelmez sanırım. torrente devam.. Süpriz bozan bişeyler yazmamaya çalıştım ama konu sen olunca riske giremem, okumaman iyi olmuş :D

SirEvo dedi ki...

Doğru ya, şimdi hatırladım. Nasıl da kıskanmıştım o dönem filmekimi'ne gittin diye. :D Yalan yok valla, öyle! :P

Argo bile kıytırık salonlara veriliyorsa, dediğin gibi biz yine ekmeği torrentten yiyeceğiz. :)

mec.si dedi ki...

Bu kıskançlıktan yeni haberim oluyor :) Evinize kadar gelmedi mi neden gidilmedi acep:D

Durmak yok, torrente devam..

SirEvo dedi ki...

Geldi de, işte hem haftasonuna denk getirdiler hem de her filme tek seans koydular. 3 güne sıkıştırınca bir şey anlamadık. :)

mec.si dedi ki...

Haftasonu olunca işin boyutu değişmiş, maçlar malum.. Lakin iki güne 6 film sığdıran biri olduğum için 3 güne sığdırmaları beni pek bozmazmış :)

SirEvo dedi ki...

Kendime yandaş bulamadım bir de, en büyük sıkıntı o olduydu. :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...