28 Kasım 2012 Çarşamba

Kabare

                                

İBB Şehir Tiyatroları'nın 2008- 2009 sezonu' nun Mart ayında ilk kez perdelerini seyircisine açan "Kabare" orijinal ismiyle "Cabaret".. 3 sezondur kapalı gişe oynanan müzikal; 1966 senesinde Broadway' de sahnelendikten sonra 1972 senesinde aynı isimle beyazperdeye aktarılmış. Sekiz adet Oscar heykelciğini kucaklayan film 2007 yılında Amerikan Film Ensititüsü tarafından hazırlanan "Tüm zamanların en iyi filmleri" listesinde 63. sırada gösterilmiş.

1931 yılı Almanya'sında bir kulüp. Kulübün gözde kızı Sally.. Amerika'dan Berlin'e yeni romanını yazmak için gelen yazar Clifford.. İkilinin yolları bir şekilde kesişir ve beraber yaşamaya başlarlar. Nazilerin yükselişe geçtiği bu dönem içerisinde Sally-Clifford ikilisi ve arkadaşları savaş, siyaset gibi hayatın "sıkıcı" konularına bulaşmadan gülüp eğlenerek günlerini geçirirler. Lakin bu uzun sürmez. Hitler rejimi iyiden iyiye şehri ve ülkeyi ele geçirmeye başladıkça hayatın o "eğlence" kısmında pek bir eser kalmaz..

2 saat 40 dakikalık müzikal iki perde halinde sahneleniyor. Sahnenin hemen arkasında orkestraya çok güzel bir yer ayrılmış. Canlı, birebir çalan her tınıyı duymak ve çalan her müzisyenin çok başarılı olması müzikalin "iyi" sıfatı almasında büyük bir etken. 

Kulüpteki dansçılar, Nazi yanlıları derken normal oyunlardaki kadrodan biraz daha fazla isim var oyunun kadrosunda. Gözde kız rolünde tanınmış bir isim olan Özge Borak.. Sesinin bu denli iyi olduğunu tahmin etmediğim oyuncu müzikalde de güzel bir iş çıkarıyor. Yazar Can Başak, pansiyon sahibesi Selma Kutluğ oyunculuklarıyla öne çıkan diğer isimler. Ama asıl bahsedilmesi gereken, "Kabare" müzikali denilince akla ilk gelmesi gereken tek bir isim var ki o da Mert Turak.. Kulübün ve kabarenin sunucusu, anlatıcısı Emcee rolünde izlediğimiz Mert Turak.. Hani derler ya sahnede devleşti diye. İşte bu deyim tam da bu adam için kullanılır. Hem de büyük, yaldızlı parlak harflerle.. Daha önce ismini dahi duymadığım bu adam sahneye çıksın da izleyeyim diye oyun sırasında beklediğim, her çıktığı sahnede de kaba tabirle yardıran, final sahnesiyle de zirveye yerleşen, ayakta alkışlanacak oyunculuğuyla müzikalin konuşulması gereken kesinlikle tek ismi.. Size şöyle söyleyeyim. Sadece bu adamı izlemek için bile gidilir bu oyuna, o kadar..

Mert Turak - Özge Borak
Müzikalin benim gözümdeki tek eksiği, ses.. Müzikal olduğu için, canlı müzik olduğu için ses üzerinde ciddi durulması gereken mevzu. Salon öyle çok büyük bir salon olmadığı için sesin de bu kadar yüksek olması sorun yaratmadı değil hani. Bazı yerlerde kulak tırmaladı açıkçası. Onun dışında rahatsız olacak hiçbir durum yoktu benim gözümde..

Hala oynuyor mu pek bir bilgim yok. Eğer ki devam ediyorsa kesinlikle şans vermenizi tavsiye ederim. Şehir tiyatrosu olduğu için de öyle büyük bir paradan bahsetmiyoruz.. Sinema parasına tiyatro diyelim. Bir kerede tiyatroya şans verin.. 3 saattin nasıl geçtiğini anlayamayacağınız bu oyunu görün..

Mert Turak 10- Kabare 8,5

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...