Festivalde izlediğim bir diğer kötü film olan L,günümüzün en iyi on Yunanlı yönetmeninden biri olarak görülen Babis Makridis’in ilk uzun metrajlı filmiymiş...
40 yaşında olduğunu bir diyalog içerisinde öğrendiğimiz adam arabasında yaşamını sürdürüyor. Sabah kalktığında ilk işi bir arı çiftliğine gidip çevrenin en iyi balı olduğunu söyleyen birinden bal alıp,kafayı balla-çevrenin en iyi balıyla- bozmuş patronuna götürmek. Daha sonra periyodik olarak bir gün arkadaşını yoldan alıp diğer gün de bir parkta eşi ve çocuklarıyla buluşup arabanın içerisinde hasret gideriyor..Gününün tamamı bu şekilde aşırı yoğun bir tempoyla geçiyor..Gece olduğunda ayakkabılarını arabasının dışına çıkarıp şoför koltuğunu geriye bile yaslamadan uykuya dalıyor...Patronu ondan daha hızlı bir şoför bulunca onu işten kovuyor..Bunun yüzünden girdiği bunalımdan sonra bir gün motosiklete geçmek zorunda kalıyor..Zorunda kalıyor dedik;bir grup motosikletçi zorla arabasından çıkarıp,arabasını paramparça edip yerleştiriyorlar...Birkaç gün motosikletle hayatını devam ettiriyor..Ama motosikletle olan hayatı arabadaki gibi kolay olmuyor tabii ki...Onu da bırakıyor..Film sonunda da kendini bir gemi içerisinde buluyor...
Filmin ne anlatmak istediğini,nasıl bir felsefe yaptığını, senaristin ve yönetmenin seyircide nasıl bir etki uyandırmak istediğini anlayamadığım bir film...Yukarıda yazdıklarımın bir anlama girmemesi,neden bahsettiğimi anlamamanız inanın ki benden kaynaklı değil..Buradan sesleniyorum..Bu filmi izleyen biri denk gelirse buralara bana bu filmden anlamam gereken neydi,ne anlatıyordu bana söylesin...
Kısa bir post çıkarmaya çalışmadım ama bu filme denilecek başka bişey gelmiyor..Geliyor da blogu kirletmemem yönünde önemli bir tavsiye aldım. Ona uymalıyım...
Berbat,anlamsız,saçmalık..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder