28 Mart 2012 Çarşamba

Intouchables

     Yamaç paraşütü yaparken geçirdiği kaza sonucu felç kalan zengin Philippe ile her gülüşünde etrafa ışık saçan fakir Driss'in yollarının kesişmesiyle başlayan, gerçek bir hikayeye dayanan Intouchables, size keyifle geçirebileceğiniz 112 dakika sunuyor..
      Münevver insan Philippe ile doğduğu andan itibaren çilesi bitmemiş ama umudunu kaybetmemiş Driss'in hiçbir ortak noktaları olmamasına rağmen kurdukları ilişki,siyah ve beyaz,zengin ve fakir,gecekondu ve malikane gibi zıtlıkların uyumunun gayet tatmin edici bir senaryo haline getirilmesi,filmi izlenmeye değer kılan unsurlardan biri...Diğeri ise; François Cluzet ve Omar Sy ikilisi..İkilinin  oyunculukları ve aralarında yakalamış oldukları uyum çok başarılı... Hemen belirtmeliyim ki;Omar Sy'ın oyunculuğundaki rahatlığı,içten davranışları (rol yapmıyor gibiydi..) ve her güldüğünde bende de gülme isteği uyandırmasına(ki film boyunca sürekli sırıtırken buldum kendimi) bayıldım..
      2011 yılı Fransız yapımı filmin türü komedi ve dram olarak kabul görmekte. Komedi ve dram ikilisinin bir arada harmanlanıp ortaya güzel bir netice çıkması çok zordur. Ama Intouchables bunu çok iyi başarıyor..Dram evet; içinizi cızzz edecek,gözlerinizin dolmasını sağlayacak sahneler mevcut.. Komedi evet; yüzünüzde kocaman bir gülümse oluşmasını sağlayacak sahnelerde fazlaca...Dramın  ya da komedinin dozunu biraz daha artırsalardı böyle iyi bir film çıkmazdı. "Felçli adam,hiçbir yeri hareket etmiyor..kıyamam" şimdi üzülün,"Çocuk espri yaptı..salak konumuna düştü.."haydi, şimdi gülün komutu vermeden geçiriyor bize vermesi gereken duyguları.. Tabii almak isteyene...


Senaryo,kurgu,çekimler,oyunculuk her şey yerli yerinde.. Bu bütünlüğün sağlandığı filmin eğer ki müzikleri iyi değilse içim biraz buruk kalır...Bu filmde buruk kalmadı içim. Aksine filmi izlediğim günden beri soundtrack albümünü başa alıp alıp dinliyorum. Filmin tamamı müzik dolu...Sözlü,sözsüz..Kulağınıza tanıdık gelen,gelmeyen parçalar...Bu parçalar bazı yerlerde sadece müziğe odaklanmanızı sağlayan cinsten. Uzatmaya gerek yok...Film içerisinde çalan şarkılarda kendimi iyi hissediyorsam,kendimi müziğe kaptırabiliyorsam iyidir benim için. Şu anda bile dinlerken bu güzelim müziği,yüzümde birden bir tebessüm beliriyor...Eee daha ne olsun...

Parayla her sorun çözülmüyor, onca para ruhta olan-oluşan-eksikliği doldurmaya yetmiyor lakin parasız da bu hayat denilen işkence ilerlemiyor,ilerleyemiyor...İki ucu boklu değnek...Böyle içten filmler zor geliyor,o yüzden kaçırmamanı dilerim sevgili okur...
Uzun zamandan sonra beni hem içten güldürebilen hem de finaliyle iki damla ağlatabilen Intouchables'e gönül rahatlığıyla 4,5/5 veriyorum..

2 yorum:

Serhat Ay dedi ki...

intouchables, vizyonda bu yıl the help, a sepereation ile birlikte izleidğim en iyi filmlerdendi diyebilirim, konusu ilgimi çeken türdendi, bence yönetmen dram ile mizahı çok iyi harmonize ettği sahne ve repliklerle buna eşsiz müzikleri ilave ederek güzel bir baş yapıt oluşturmuş..
gerçekte yaşanmış ve halen devam eden bu güzelim dostluk hikayesi ancak böyle bitebilridi; Driss in Phillppe yaptığı güzelim jesti hala gözümün önünde, çok sevdim galiba bu filmi :)
değerlendirme yazınız da gayet iyidi, teşekkürler..

mec.si dedi ki...

Bahsettiğin diğer filmlerde gerçekten iyi filmlerdi. Blogu açmadan önce izlemiştim onları, o yüzden yazmaya fırsat olmadı.. İzlendiğine pişman etmez bu leziz film.. Teşekkürler...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...