29 Temmuz 2012 Pazar

The Dark Knight Rises


Uzun ve sancılı bir bekleyiş içerisinde nişanlısının askerden gelmesini bekleyen kızlar gibi şafak saydığım, bir tane teaserını dahi izlemediğim, beklentilerimin tavana dahi sığmayacak hale geldiği, biletimi elime aldığım anda hayatında en çok istediği oyuncuğa kavuşan bir çocuğun heyecanıyla eşdeğer bir heyecan ile salona girip, yerime oturduğum ve gerçek dünyadan 3 saat yok olduğum, bundan sonra kesinlikle " efsane" olarak adlandırılması gereken filmden öte film The Dark Knight Rises...

Cumartesi gününe tüm sinema blogları döşer Batman postu diyordum. Ama gösterime girdiği gün gitme şansına hepsi ulaşamamış olacak ki sadece üç tanecik okuyabildim. Bu üç blog sahibinin ikisi hiç beğenmemiş filmi. Hatta "üçlemenin en kötü filmi" olduğunu bile söylemiş. Şaşkınlıkla hatta ufak çaplı sert itirazlarla okudum hepsini. Bu film nasıl beğenilmez, nasıl içlerine sinmez ve en kötü film seçilebilir aklım, mantığım almıyor. Ee tamam, zevkler ve renkler tartışılamaz meselesi var bundan haberdarım. Ama bir sınır vardır; o sınırda zevk de renk de değişemez insanlara göre..Nettir..Aynı olmalıdır.. Siyah ya da beyazdır. Bu film işte öyle... Net, siyah... Beğenmemişler, çünkü mantıklarına oturtamadıkları durumlar varmış, beğenmemişler "kötü adam" diğer filmlerde daha iyi yansıtılmış vs vs vs...

Fantastik bir dünya burası.. Ne gerek var o kadar ayrıntıyı düşünüp, filmin içine sıçmaya. Ne gerek var o niye böyle yaptı, bu neden bunu dedi diye bu kadar çok detayı sorgulamaya. Bırakın hepsini, her şeyi.. Filmin yönetmeni Christopher Nolan... Bu ismi duyarak, bu adamın elleriyle yoğurduğunu bilerek bir filme gidiyorsunuz siz.. Filmin başladığı andan itibaren koltuğa kenetlenmemizi sağlayan bir film çıkartmış adam, daha ne yapsın...

Senaryonun "büyük sona" yakışan biçimde şekillendiğinden tutun da oyunculukların hayranlıkla izlettiğine kadar, çekimlerin ve efektlerin kolunuzu,bacağınızı nereye koyacağınızı şaşırtacak şekilde olduğundan ve müziklerin muhteşemliğinden bahsedecek değilim.. Gidin... Hemen gidin... 1, 2, 3 kere gidin. Sıkmaz, sıkamaz.. Böyle bir şöleni kaçırmayın.. "Son"a çok yakışan bir film olmuş.. 

10 numara, beş yıldız, 100 puan, kuyruklu aferinli beş yıldız.. 

Resimlerle hafızamda kalacaklar;
Hemen temin edilesi ve günlerce dinlenesi  albüm

Takdir edilesi ve eli öpülesi insan evladı

Bu Bat-Pod'un üstünde sen varken ayrı bir
güzel gözüküyor be..


Yok böyle bir araç, alet neyse artık..













No one cared who i was, until i put on the mask.
Takdir edilesi "kötü" adam 
Senin yerin çok ayrı!





Sen oyna, ben hep izlerim.

Yaşlan be adam..

Güzel..




Bittin he sen şimdi :(

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...